Elazığ'da Coplu Saldırıda Yaralanan Gazeteciler SANIK Olarak Yargılanıyor‏

Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutbettin Demirdağ ve 15 güvenlik görevlisinin müşteki olduğu ve Elazığ Adliyesi 4’ncü Asliye Ceza Hakimliği’nde ilk duruşması yapılan davaya; yaralanan gazetecilerin güvenlik görevlileri ve Rektör Demirdağ hakkında açtığı davanın kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, bu karara itirazın da takipsizlik kararıyla sonuçlandığı hatırlatıldı.

Gazetecilere coplu saldırı davasının ilk duruşmasında; Rektör Kutbettin Demirdağ’ın olayda kolundan ağır şekilde yaralandığı ve kırık şüphesi olduğu Adli Tıp Kurumu’nca tespit edilen DHA Elazığ İl Temsilcisi Şahismail Gezici’nin raporuna itiraz edip hakkında açtığı davaya itiraz eden DHA Elazığ İl Temsilcisi Şahismail Gezici’nin itiraz ve şikayet davasının da kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle reddedildiği, verilen karara itirazın da reddedildiği okundu.

Ülke gündemine düşen coplu saldırı görüntülerinin günlerce kamuoyunda tartışıldığı davaya; saldırıda çeşitli yerlerinden yaralanan gazeteciler DHA Elazığ Eski Muhabiri Gülbin Yıldız, Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti Başkanı ve Yeni Ufuk Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Nafiz Koca, Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti Genel Sekreteri Metin Eren Erol katılırken; DHA Elazığ İl Temsilcisi Şahismail Gezici, Mynet Elazığ İl Temsilcisi ve Ajans 23 İmtiyaz Sahibi Eyüp Deniz ile Ajans 23 Haber Müdürü Arzu Akın’ın görevleri icabı Tunceli’de oldukları için duruşmaya katılamadıkları avukatları Kemal Çelebi ve Aziz Dinç tarafından mahkemeye iletildi.

Elazığ Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutbettin Demirdağ’ın görevi nedeniyle İzmir’de olması nedeniyle duruşmaya katılamadığını beyanla avukatı tarafından hakime ilettiği belgenin ardından; 15 güvenlik görevlisi ve sanık gazetecilerin kimlik tespitine geçildi.

Sanık gazetecilerin coplu saldırının yaşandığı günü detaylarıyla anlattıkları duruşmada; DHA Elazığ eski Muhabiri Gülbin Yıldız arkadaşları EBMC Genel Sekreteri Metin Eren Erol’un nizamiye kapısı önünde güvenlik görevlilerince darp edildiği noktada konuşlandırılan çevik kuvvet ekiplerinin bulunduğu noktaya uzak karanlık bir bölgede sivil bir araç tarafından sıkıştırıldığını, güvenlik görevlilerinin yanında bulunan sivil ve ellerinde sopalar bulunan kişilerce çekim yapmaması için tehdit edildiğini, güvenlik şubeden gelen bir polisin uyarması sayesinde kurtulduğunu söyleyerek, “Şayet o polis gelmeseydi ve ben o sopalardan bir darbe alsaydım belki yoğun bakımda olacaktım belki de şu an karşınızda olamayacaktım. Gecenin o saatinde hele hele çevik kuvvetin konuşlandırıldığı bir noktada sivil giyimli eli sopalı kişilerin ne işi vardı ve böyle bir şeye nasıl cesaret ettiler. Üniversiteye o saatte sivil kişilerin nasıl girdiğinin ve o sopaları nasıl içeriye soktuklarının araştırılmasını, o kişilerin kimler olduğunun tespit edilmesini istiyorum.” dedi.

Olay günü gazetecilerin darp edildiğini ve olayın vahim boyutlara ulaştığını öğrenerek üniversiteye gittiğini ve yaralı gazetecilerin polis tarafından ablukaya alındığını gördüğünü anlatan Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti Başkanı ve Yeni Ufuk Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Nafiz Koca ise; “Bizim amacımız olayın iç yüzünü öğrenmek için üniversite rektörü veya rektör yardımcılarından biriyle görüşmekti.

Fakat görüşemediğimiz gibi güvenlik görevlileri tarafından ağır hakaret ve küfürlere maruz kaldık. Görüşmek için ısrar ettiğimizde ise coplu, tekmeli, yumruklu saldırılarına uğradık. Olaylar gece geç saatlere kadar sürdü. Olayı duyup durumumuzu öğrenmek için üniversiteye gelen arkadaşımızı da nizamiye kapısında darp ettiler. Nizamiye kapısında darp edilen arkadaşımızın durumunu öğrenmek için gittiğimiz çevik kuvvetin konuşlandırıldığı alanda da ayrıca darp edildik.

Gülbin arkadaşımız sıkıştırıldığı alanda ölümden döndü. Kimlik tespiti esnasında olay tarihinde Kocaeli’nde olduğunu ve üniversite lojmanlarında ikamet ettiğini beyan eden güvenlik görevlileri oldu. Mahkeme heyetinizden, olay tarihinde görevli olan güvenlik görevlilerinin çizelgesi ve ne kadar süreyle üniversitede çalıştıklarını gösteren belgeleri temin etmesini talep ediyorum. Ayrıca, atılı iddiaların çürütülmesi bakımından basın yayın yönetmeliği ile emniyet yönetmeliğini de üniversitenin mahkemenize bildirmelerini istiyorum.” şeklinde konuştu.

Hakimin olay gününü anlatmalarını isteyerek savunmalarını aldığı 15 güvenlik görevlisinden sadece biri copunu havaya kaldırdığını fakat vurmadığını söylerken, 14 güvenlik görevlisi kendilerinin gazeteciler tarafından dövüldüğünü iddia ettiler. Üniversitenin tanık olarak gösterdiği 6 tanık ise, kargaşa olduğuna şahit olduklarını fakat güvenliğin coplu saldırıda bulunmadığını öne sürdüler. Duruşma; 7 Temmuz 2015 tarihine ertelendi.