8 yıl önce
Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ, minik Kemal’i i sol gözünden bir, sağ gözünden iki kez ameliyat ederek, ileride görme kaybına neden olabilecek hastalığa erkenden müdahale şansı buldu.
Henüz 4 yaşını bile doldurmamış olan minik Kemal, yüzünde bir çift boncuk gibi duran iri gözleriyle doğduğundan beri herkesi kendine hayran bırakıyordu. Gören ‘aman nazar değmesin’ demeden geçemiyordu. Oysa ‘nazar değmesin’ dedikleri güzel iri gözlerin, ciddi bir hastalığın, halk arasında göz tansiyonu olarak adlandırılan ‘glokom’un habercisi olduğunu kimse bilmiyordu! Minik Kemal, her 10 bin bebekten biri gibi, doğuştan glokom hastasıydı. İri gözlerinin nedeni bu hastalıktan kaynaklanıyordu. Annesi Elvira Birinci’nin dikkati onun için dönüm noktası oldu tam anlamıyla; zira çoğu kişinin adını bile bilmediği glokom hastalığı erken teşhisle ortaya çıkabildi ve zamanında müdahale için harekete geçildi.
Annesinin dikkati ışığını kurtardı!
Anne Elvira Birinci, herkes gibi minik yavrusunun iri gözlerinden şüphelenmemişti. Bebeğinin gözlerine hayran kalınması onun da hoşuna gidiyordu. “Arkadaşlarım, görenler hep ne kadar güzel gözleri var, ne kadar iri diyorlardı” diyen Elvira Birinci, iki aylıkken gözlerinin çapaklanması üzerine doktora götürdü minik oğlunu. Doktorun önerisiyle ‘göz kanalları tıkalı olabilir’ diyerek masaj yaptılar. Kemal 4,5 aylık olduğunda ise, kahverengi gözlerinin bir sabah ansızın maviye döndüğünü gördüler. Bu arada Kemal uykuya zor dalıyor, ağlıyordu. Üstüne üstlük güneşli ve ışıklı ortamda rahatsız olduğunu ve gözlerinin yaşardığını da gördüğünde iyice şüphelendi. Babası Kadir Birinci “Ben güneşten yaşarıyordur tarzında düşünmüştüm ama eşim ısrarla söyleyince yeniden göz hekimine gittik. Glokomun adını da ilk kez o zaman duyduk. Erken teşhis edilmiş olması bizim için büyük şans” diyor.
İlk ameliyatı 6 aylıkken oldu
Glokom tedavisinde erken teşhisin hayati önem taşıdığını, sinsi şekilde ilerleyen hastalığın ileride görme kaybına bile neden olabildiğini belirten Prof. Dr. Can Üstündağ, minik Kemal’in hastalığının erken teşhis edilmesinin büyük bir şans olduğunu söylüyor. Kemal’e ilk ameliyatı henüz 6 aylıkken aynı ay içerisinde önce sol, sonra sağ gözünden yapan Prof. Dr. Can Üstündağ hastasını belirli aralıklarla anestezi altında muayene ettiğini belirterek “Göz tansiyonlarını ölçüyoruz, görme sinirlerinin durumunu takip ediyoruz. Göz tansiyonu yükseldikçe çocuklarda elastik yapıdan dolayı göz irileştiği için gözün büyüklüğünü ölçüyoruz. Kemal’in göz tansiyonu ameliyattan sonra biraz düşüktü ama bugünlerde yeniden hafif yükselme oldu. Sağ gözünden ikinci ameliyatını yaptık. Yaklaşık bir ay sonra göz tansiyonunu yeniden kontrol edeceğiz” dedi. Ameliyatın başarılı geçtiğini belirten Prof. Dr. Can Üstündağ, göz tansiyonunda tam iyileşmenin mümkün olmamasına karşın erken teşhis sayesinde Kemal’in şanslı olduğunu ancak düzenli takibin şart olduğunu söylüyor.
İyileştirici mizah: Hastane Palyaçoluğu
Minik Kemal de pek çok yaşıtı gibi doktor olgusundan korkuyordu. Ancak ameliyat günü hiç beklemediği bir sürprizle korku bulutları yerini eğlenceye bıraktı. Zira Acıbadem Sağlık Grubu’nun ‘iyileşme ve iyileştirmede gülümsemenin gücü’nden yola çıkarak Amerika ve Avrupa’da örneklerine rastlanan ‘hastane palyaçoluğu’ uygulaması ile ansızın kırmızı burunlu, kocaman gözlüklü, rengarenk peruklu ve alacalı-benekli kostümünü kuşanmış bir palyaço giriverdi hastane odasından içeri. Küçük Kemal bol bol güldü ve sihirli bir masal dünyasına dalıp ameliyata hemşire palyaço eşliğinde keyifle indi.