8 yıl önce
Diyarbakır Valiliği Bakanlar Kurulunun Diyarbakır’ın Sur ilçesi ile ilgili aldığı “acele kamulaştırma” kararına ilişkin bir açıklama yayımlandı.
Açıklamada, Sur İlçesi, Suriçi bölgesindeki çalışmalar ile Suriçi’nin tarihi potansiyelinin ortaya çıkarılması, dokuya uymayan sağlıksız ve güvensiz konutların yerine yöresel malzeme ile yöresel mimariye uygun yapıların yapılması ve kentsel sit alanı olan Suriçi’nin tarihi, turistik değerlerini ön planda tutan bir yerleşim yeri olması amaçlandığı belirtildi.
Diyarbakır’ın tarihi ve kültürel dokusuyla eşsiz bir kent olduğunun vurgulandığı açıklamada, Suriçi bölgesinin Kentsel Sit Alanı olması ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alması sebebiyle, tarihi ve kültürel yapısı ön plana çıkarılacağı ifade edildi.
Suriçi’ndeki tarihi dokunun korunacağının belirtildiği açıklamanın devamında, “Onaylı Koruma Amaçlı İmar Planı kapsamında ticari ve turistik faaliyetler desteklenerek turizm potansiyeli arttırılacak, risk teşkil eden ve tarihi dokuya uymayan yapılar tasfiye edilerek vatandaşların yöresel mimariye uygun sağlıklı ve güvenli yapılarda ikameti sağlanacak, tescilli yapıların tadilatları yapılarak tarihi doku korunacaktır.” denildi.
Yürütülecek uygulamalar ile bölgede yaşayan vatandaşların mağduriyeti giderileceğinin vurgulandığı açıklamada, “Kentsel yaşam kalitesinin artırıldığı ve vatandaşların nitelikli konutlarda ikamet edebildiği, sosyal ve kamusal ihtiyaçlarının karşılandığı, ekonomik refah seviyesinin artırıldığı, bölgede yaşayan vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlandığı yerleşim alanları oluşturulacaktır.” İfadelerine yer verildi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın koordinesinde başlatılan bu çalışmalarla bölgede yaşayan vatandaşlarla birlikte uzlaşma esasına göre yürütüleceği belirtilen açıklamada son olarak, “Söz konusu Acele Kamulaştırma Kararı bölgedeki tüm mülkiyetlerin kamulaştırılması anlamına gelmemektedir. Uygulamanın acele yapılması noktasında vatandaşların mağdur edilmemesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda vatandaşlarımızca provokatif söylemlere itibar edilmemesi büyük önem arz etmektedir.” denildi.